Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, Türkçülüğün fikir babası Ziya Gökalp’in 97. mevt yıl dönümü niçiniyle bir bildiri yayımladı.
Bahçeli, toplumsal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şu sözlere yer verdi:
“Fikrin ve fikrin isabeti kadar istikrarının ve vaktini aşan bir prestijinin bulunması hem tezahür ettiği çağa ışık saçmasına, birebir vakitte dar kalıplara sığmayıp taşmasına hizmet eder. Fikir hür bir başın, emek ve sabırla billurlaşmış bir inanmışlığın eşsiz mükafatıdır.
Merhum Cemil Meriç’in de dediği üzere fikir insanı için namus abeste direniş değil, hakikate teslimiyettir. 20’inci yüzyıla mühür vuran en değerli fikir mimarlarımızdan birisi olan merhum Ziya Gökalp hakikate teslim olan, bunu muazzam bir çalışmayla süsleyen kişiselyettir. Merhum Gökalp beraberinde bir devrin uyanık şuurudur. Büyük bir fikir hamulesine, yüksek bir idrake sahip olduğundan dolayı Türk milliyetçiliği fikriyatının doruklarından birisi olmayı gönlüyle kaleminin birbirini tamamlamasıyla hak etmiştir.”
O fikir hayatımızın dağıdır. ömrün ortasında, Türklüğün ruhunda, Türk tarihinin derinliklerinde adeta define aramış, bulduğunu da kavramsallaştırıp formüle ederek bizlere miras bırakmıştır. Aydının görevi aydınlık getirmekse, bunu merhum düşünürümüz başarmıştır. Türkçülüğü, Türk milletini yükseltmek olarak tanımlayarak tarihin kopan halkalarını birleştirmiş, bölümler ortası tefekkür köprüsü kurmuştur. O yalnızca vefat yıl dönümlerinde değil, kültür meclislerinde, irfan sohbetlerinde, fikir ve niyet mahfillerinde gıptayla anılmıştır.
Türkiye’nin siyasi ve fikri gelişmesinin geri planında aslında merhum Gökalp’in mütefekkir soluğu, yılmaz kalemi, radyuma benzeyen beyni yer almaktadır. Diyebiliriz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin fikir kutbu, ana dinamiği, sis bulutunu dağıtan münevveri Ziya Gökalp’tir. Siyasetçi, şair, eğitimci, gazeteci vasıflarının yanı sıra ve bunlardan daha da önde ulusal bir aydın olarak gönüllerimizde taht kuran, yolumuzu aydınlatan, Türk milliyetçiliğini sosyolojik bir bakışla yorumlayan, müstesna yapıtlarıyla iz bırakan isim bir daha Ziya Gökalp’tir. Büyük düşünürümüze vefatının 97’inci yıl dönümünde Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyor, bizlere emanet ettiği fikir meşalesini gururla taşıyacağımızı bilvesile söz ediyorum. Ruhu şad, yeri cennet olsun diyorum.”
Bahçeli, toplumsal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şu sözlere yer verdi:
“Fikrin ve fikrin isabeti kadar istikrarının ve vaktini aşan bir prestijinin bulunması hem tezahür ettiği çağa ışık saçmasına, birebir vakitte dar kalıplara sığmayıp taşmasına hizmet eder. Fikir hür bir başın, emek ve sabırla billurlaşmış bir inanmışlığın eşsiz mükafatıdır.
Merhum Cemil Meriç’in de dediği üzere fikir insanı için namus abeste direniş değil, hakikate teslimiyettir. 20’inci yüzyıla mühür vuran en değerli fikir mimarlarımızdan birisi olan merhum Ziya Gökalp hakikate teslim olan, bunu muazzam bir çalışmayla süsleyen kişiselyettir. Merhum Gökalp beraberinde bir devrin uyanık şuurudur. Büyük bir fikir hamulesine, yüksek bir idrake sahip olduğundan dolayı Türk milliyetçiliği fikriyatının doruklarından birisi olmayı gönlüyle kaleminin birbirini tamamlamasıyla hak etmiştir.”
O fikir hayatımızın dağıdır. ömrün ortasında, Türklüğün ruhunda, Türk tarihinin derinliklerinde adeta define aramış, bulduğunu da kavramsallaştırıp formüle ederek bizlere miras bırakmıştır. Aydının görevi aydınlık getirmekse, bunu merhum düşünürümüz başarmıştır. Türkçülüğü, Türk milletini yükseltmek olarak tanımlayarak tarihin kopan halkalarını birleştirmiş, bölümler ortası tefekkür köprüsü kurmuştur. O yalnızca vefat yıl dönümlerinde değil, kültür meclislerinde, irfan sohbetlerinde, fikir ve niyet mahfillerinde gıptayla anılmıştır.
Türkiye’nin siyasi ve fikri gelişmesinin geri planında aslında merhum Gökalp’in mütefekkir soluğu, yılmaz kalemi, radyuma benzeyen beyni yer almaktadır. Diyebiliriz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin fikir kutbu, ana dinamiği, sis bulutunu dağıtan münevveri Ziya Gökalp’tir. Siyasetçi, şair, eğitimci, gazeteci vasıflarının yanı sıra ve bunlardan daha da önde ulusal bir aydın olarak gönüllerimizde taht kuran, yolumuzu aydınlatan, Türk milliyetçiliğini sosyolojik bir bakışla yorumlayan, müstesna yapıtlarıyla iz bırakan isim bir daha Ziya Gökalp’tir. Büyük düşünürümüze vefatının 97’inci yıl dönümünde Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyor, bizlere emanet ettiği fikir meşalesini gururla taşıyacağımızı bilvesile söz ediyorum. Ruhu şad, yeri cennet olsun diyorum.”