İran İslam Cumhuriyeti’nin Eski Cumhurbaşkanı ve beraberinde inşaat mühendisi olan Prof. Dr. Mahmud Ahmedinejad,13 Ocak günü Beykent Üniversitesi’nin Hadımköy Yerleşkesi’nde kendi ismine düzenlenen merasimine katıldı.
Ulaştırma-taşımacılık ve trafik planlaması ile mühendisliği bilim kolunda doktorası olan Ahmedinejad’a bu alanlarda gerçekleştirdiği teorik ve uygulamalı çalışmaları niçiniyle Beykent Üniversitesi’nin konseyi tarafınca fahri doktora unvanı verildi. Aktiflikte, Beykent Üniversitesi Mütevelli Heyet Lideri Adem Çelik, Rektör Prof. Dr. Murat Ferman, senato üyeleri, öğretim nazaranvlileri ve öğrenciler de hazır bulundu.
‘Kardeş ve dost ülke’ olarak tanımladığı Türkiye‘de öğrencilerle buluşma imkanı sağlayan ve verilen unvana ‘layık’ görüldüğü için üniversite idaresine teşekkür eden Ahmedinejad, “Sizin üzere beşerlerle işbirliği yapmak benim için büyük bir iftihardır. Umarım gelecekte birlikte sınıflarda ve burada hizmetinizde oluruz. Bütün herkese sıhhat, muvaffakiyet ve kişiselyet dilerim. Türkiye milletine bu karşılama ve misafirperverlikleri için de ayrıyeten teşekkür ederim” dedi.
Merasimde kendisine ikramlar de takdim edilen Ahmedinejad, 1976 yılında İran genelinde yapılan üniversiteye giriş imtihanını 132’nci olarak kazanmış, İran Bilim ve Teknoloji Üniversitesi‘nin inşaat mühendisliği kısmını bitirerek tıpkı üniversitede öğretim üyesi olmuştu.
Akademik mesleğinin akabinde siyasete atılarak İran Türklerinin sayıca fazla olduğu Erdebil Eyaleti’nin valiliği yapan Ahmedinejad, Tahran Belediye Başkanlığı ve son olarak da İran Cumhurbaşkanlığı bakılırsavini yürüttü.
misyon mühleti boyunca ülkesinin dış siyasetini, ABD ve Birleşmiş Milletler’in (BM) İran’a uyguladığı süregelen baskılar karşısında esnek olunmaması gerektiğini net bir biçimde savunmasıyla sürdürerek kayıtlara geçen tecrübeli siyasetçi, inşaat mühendisi adaylarıyla buluştuğu tertipte ‘kapitalist’ ülkelere tekrar değinerek öğrencilere öğütler verdi. sonrasındasında gazetecilerle bir ortaya gelerek gündeme dair soruları yanıtlayan Ahmedinejad, Sputnik’e özel değerlendirmelerde bulundu.
‘Kapitalizm maalesef insanoğlu için büyük bir kazanım olan özgürlük ve demokrasiyi esir aldı, aydınlık bir gelecek için ortak hareket etme zamanı’
Ahmedinejad, merasimin açılış konuşmasında yeni ve adil bir dünya sistemi oluşturmak için yapılması gerekenlerden bahsederek şu sözleri kullandı:
“Öncelikle tekelleşmenin önüne geçmek ve belirli şahısların servet biriktirmesine karşı çıkmak gerekiyor. Zira tekelcilik ve dünya varlıklarının muhakkak şahısların elinde kalması dünyanın her yerinde toplumlarda büyük huzursuzluklara niye oluyor. Allah’ın yarattığı bu doğal zenginlikler herkese aittir ve adil bir biçimde paylaşılmalıdır. Şayet dünyadaki bu doğal kaynaklar beşerler içinde eşit paylaşılırsa yolsuzluk ve ötürüsıyla yoksulluk üzere bir kavram kalmaz, tüm dünya toplumları refah ortasında yaşar. Kapitalizm maalesef insanoğlu için büyük bir kazanım olan özgürlük ve demokrasiyi esir aldı. bir daha demokrasi ve özgürlük kavramına yüklediği manalarla insanlığı da esareti altına aldı. Bu tüm insanlığın ortak problemi. Aydınlık bir gelecek için ortak hareket etme vakti.”
‘Gelecek sefer burada olacağım vakit Türkçe öğrenip sizinle de Türkçe konuşacağım’
Her fırsatta Türkiye ve Türklerden övgüyle bahseden Ahmedinejad, aktiflikte yaptığı konuşmasının sonunda “Burada olmaktan dolayı epeyce memnunum, keşke Türkçe bilseydim ve sizinle Türkçe olarak kendim konuşabilseydim de sizlere güzelce anlatabilseydim. Umarım gelecek sefer burada olacağım vakit Türkçe öğrenip sizinle de Türkçe konuşacağım” açıklamasında bulundu. Eski başkan, 2010 yılında İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısında tercüman krizi yaşanınca, kısa müddetliğine de olsa Türkçe konuşmuştu.
‘Suudi Arabistan, Türkiye ve İran birlik olursa düşmanlar bizim aleyhimizde plan kuramaz, eminim ki üç ülkenin de milleti bunu istiyor’
Gündeme dair Sputnik’in sorularını yanıtlayan Ajmedinejad, daha evvel yaptığı “Suudi Arabistan, Türkiye ve İran’ın bir ortaya gelmesiyle Ortadoğu Avrupa Birliği üzere olabilir fakat Ortadoğu’da birlik olmamızı istemiyorlar” açıklamasına açıklık getirerek, üç ülke bir ortaya gelebilmek için evvela hangi kuralları sağlaması gerektiğini şu sözleri kullanarak özetledi:
“Dünyada temel olan şey insanların içinde olan ittihat ve ittifaktır. Allah bütün yarattıklarının ihtiyatlı olmasını istiyor. Şayet ittihat ve ittifak ortasında şayet olmazsak hiç bir sorun çözülmez, amaçlarımıza de varamayız. Gelişmek istiyoruz, refah ortasında yaşamak istiyoruz, özgür yaşamak istiyoruz, inanç ve barışın dünyada olmasını istiyoruz. Bunların hepsi ittihat ile gerçekleşecekler. Türkiye ve İran’ın rolü dünyada ve bölgesel olarak da aslına bakarsan hayli kıymetli bir rol. hem de Suudi Arabistan’ın rolü de epeyce değerli. Biz üç ülke olarak, insan kaynakları, doğal kaynaklar ve coğrafik pozisyon olarak fazlaca harika pozisyonlarda olan ülkeleriz. Birbirimizin içinde birlik olursa, güya tüm dünyada bir birliğe varmış üzere oluruz. En azından bu birliğin bir yararı olur ve artık düşmanlar bizim aleyhimizde plan kuramaz. Bu birlik yardımıyla üç ülke de gelişebilir. Ben eminim ki bu bölgeyi dünyaya simge olarak gösterebiliriz. Zira bu üç ülkenin rolü epey değerli. Eminim ki bu ülkelerin milletleri de bu biçimde bir şey istiyorlar. Şayet halkların içinde araştırma ve soruşturma olursa, katiyetle üç ülkenin de milleti bu biçimde bir şey istiyordur. Bu bütün dünyanın da karına olacak bir şey.”
‘ABD, Afganistan halkını berbat olan bir durumdan daha beter olan bir duruma soktu, Taliban üzere sert bir kümesi ülkenin başına getirmesi de bunun kanıtıdır’
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden daha sonra bölgede güç dinamiklerinin değişimine ve ABD’nin bölgedeki gücünden feragat fikrine dair Sputnik’in sorusunu yanıtlayan Ahmedinejad, “ABD bütün bu bölgeyle ilgili olan bütün bahislere karışıyor. kimi vakit çıkışları Afganistan’daki üzere fizikî olarak oluyor lakin esasen ABD, etraftaki bütün ülkelerin her işine ve siyasetine karışmaya devam ediyor. Şimdilik ABD, Afganistan halkını berbat olan bir durumdan daha beter olan bir duruma soktu. bu biçimde sert bir kümesi (Taliban) ülkenin başına getiriyorsa esasen bu da buna bir delildir. Bu kümenin elinde ABD’nin giderken gerisinde bıraktığı 80 milyar dolarlık parasız silah var. ABD hiç bir ülkeye bu kadar yardım etmemişti. Bundan daha fazla karışabilir diyebilir miyiz, bundan daha fazlası var mı?” formunda konuştu.
‘ABD, bölgede bulunan ülkeler için Afganistan’da bir tuzak kurdu, dikkatli olun da bu tuzağa yakalanmayın’
Taliban’ın başa gelmesiyle değişen istikrarlara karşı ihtarlarda bulunarak alınması gereken tedbirlerden bahseden Ahmedinejad, “Ben İran ve Türkiye’nin hayli akıllı davranmaları gerektiğini düşünüyorum. İki ülke de ayık olmalı zira ABD, bölgede bulunan ülkeler için Afganistan’da bir tuzak kurdu. Dikkatli olun da bu tuzağa yakalanmayın. Kıymetli olan tek bir bahis var; Afganistan’da hakimiyet hakkı yalnızca Afgan halkına aittir. Onların kendilerinin karar vermesi gerekiyor. Ne Pakistan, ne ABD, ne Türkiye, ne Rusya, ne Suudi Arabistan bu işe karışmamalı. Afganistan halkının iradesinin gerçekleşmesi için bizim yalnızca yardım ve desteğimizin olması gerekiyor. Bu yalnızca Afganistan’ın sorunun tahlil yolu olabilir ve alışılmış her insanın karına olabilir” dedi.
Ulaştırma-taşımacılık ve trafik planlaması ile mühendisliği bilim kolunda doktorası olan Ahmedinejad’a bu alanlarda gerçekleştirdiği teorik ve uygulamalı çalışmaları niçiniyle Beykent Üniversitesi’nin konseyi tarafınca fahri doktora unvanı verildi. Aktiflikte, Beykent Üniversitesi Mütevelli Heyet Lideri Adem Çelik, Rektör Prof. Dr. Murat Ferman, senato üyeleri, öğretim nazaranvlileri ve öğrenciler de hazır bulundu.
‘Kardeş ve dost ülke’ olarak tanımladığı Türkiye‘de öğrencilerle buluşma imkanı sağlayan ve verilen unvana ‘layık’ görüldüğü için üniversite idaresine teşekkür eden Ahmedinejad, “Sizin üzere beşerlerle işbirliği yapmak benim için büyük bir iftihardır. Umarım gelecekte birlikte sınıflarda ve burada hizmetinizde oluruz. Bütün herkese sıhhat, muvaffakiyet ve kişiselyet dilerim. Türkiye milletine bu karşılama ve misafirperverlikleri için de ayrıyeten teşekkür ederim” dedi.
Merasimde kendisine ikramlar de takdim edilen Ahmedinejad, 1976 yılında İran genelinde yapılan üniversiteye giriş imtihanını 132’nci olarak kazanmış, İran Bilim ve Teknoloji Üniversitesi‘nin inşaat mühendisliği kısmını bitirerek tıpkı üniversitede öğretim üyesi olmuştu.
Akademik mesleğinin akabinde siyasete atılarak İran Türklerinin sayıca fazla olduğu Erdebil Eyaleti’nin valiliği yapan Ahmedinejad, Tahran Belediye Başkanlığı ve son olarak da İran Cumhurbaşkanlığı bakılırsavini yürüttü.
misyon mühleti boyunca ülkesinin dış siyasetini, ABD ve Birleşmiş Milletler’in (BM) İran’a uyguladığı süregelen baskılar karşısında esnek olunmaması gerektiğini net bir biçimde savunmasıyla sürdürerek kayıtlara geçen tecrübeli siyasetçi, inşaat mühendisi adaylarıyla buluştuğu tertipte ‘kapitalist’ ülkelere tekrar değinerek öğrencilere öğütler verdi. sonrasındasında gazetecilerle bir ortaya gelerek gündeme dair soruları yanıtlayan Ahmedinejad, Sputnik’e özel değerlendirmelerde bulundu.
‘Kapitalizm maalesef insanoğlu için büyük bir kazanım olan özgürlük ve demokrasiyi esir aldı, aydınlık bir gelecek için ortak hareket etme zamanı’
Ahmedinejad, merasimin açılış konuşmasında yeni ve adil bir dünya sistemi oluşturmak için yapılması gerekenlerden bahsederek şu sözleri kullandı:
“Öncelikle tekelleşmenin önüne geçmek ve belirli şahısların servet biriktirmesine karşı çıkmak gerekiyor. Zira tekelcilik ve dünya varlıklarının muhakkak şahısların elinde kalması dünyanın her yerinde toplumlarda büyük huzursuzluklara niye oluyor. Allah’ın yarattığı bu doğal zenginlikler herkese aittir ve adil bir biçimde paylaşılmalıdır. Şayet dünyadaki bu doğal kaynaklar beşerler içinde eşit paylaşılırsa yolsuzluk ve ötürüsıyla yoksulluk üzere bir kavram kalmaz, tüm dünya toplumları refah ortasında yaşar. Kapitalizm maalesef insanoğlu için büyük bir kazanım olan özgürlük ve demokrasiyi esir aldı. bir daha demokrasi ve özgürlük kavramına yüklediği manalarla insanlığı da esareti altına aldı. Bu tüm insanlığın ortak problemi. Aydınlık bir gelecek için ortak hareket etme vakti.”
‘Gelecek sefer burada olacağım vakit Türkçe öğrenip sizinle de Türkçe konuşacağım’
Her fırsatta Türkiye ve Türklerden övgüyle bahseden Ahmedinejad, aktiflikte yaptığı konuşmasının sonunda “Burada olmaktan dolayı epeyce memnunum, keşke Türkçe bilseydim ve sizinle Türkçe olarak kendim konuşabilseydim de sizlere güzelce anlatabilseydim. Umarım gelecek sefer burada olacağım vakit Türkçe öğrenip sizinle de Türkçe konuşacağım” açıklamasında bulundu. Eski başkan, 2010 yılında İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısında tercüman krizi yaşanınca, kısa müddetliğine de olsa Türkçe konuşmuştu.
‘Suudi Arabistan, Türkiye ve İran birlik olursa düşmanlar bizim aleyhimizde plan kuramaz, eminim ki üç ülkenin de milleti bunu istiyor’
Gündeme dair Sputnik’in sorularını yanıtlayan Ajmedinejad, daha evvel yaptığı “Suudi Arabistan, Türkiye ve İran’ın bir ortaya gelmesiyle Ortadoğu Avrupa Birliği üzere olabilir fakat Ortadoğu’da birlik olmamızı istemiyorlar” açıklamasına açıklık getirerek, üç ülke bir ortaya gelebilmek için evvela hangi kuralları sağlaması gerektiğini şu sözleri kullanarak özetledi:
“Dünyada temel olan şey insanların içinde olan ittihat ve ittifaktır. Allah bütün yarattıklarının ihtiyatlı olmasını istiyor. Şayet ittihat ve ittifak ortasında şayet olmazsak hiç bir sorun çözülmez, amaçlarımıza de varamayız. Gelişmek istiyoruz, refah ortasında yaşamak istiyoruz, özgür yaşamak istiyoruz, inanç ve barışın dünyada olmasını istiyoruz. Bunların hepsi ittihat ile gerçekleşecekler. Türkiye ve İran’ın rolü dünyada ve bölgesel olarak da aslına bakarsan hayli kıymetli bir rol. hem de Suudi Arabistan’ın rolü de epeyce değerli. Biz üç ülke olarak, insan kaynakları, doğal kaynaklar ve coğrafik pozisyon olarak fazlaca harika pozisyonlarda olan ülkeleriz. Birbirimizin içinde birlik olursa, güya tüm dünyada bir birliğe varmış üzere oluruz. En azından bu birliğin bir yararı olur ve artık düşmanlar bizim aleyhimizde plan kuramaz. Bu birlik yardımıyla üç ülke de gelişebilir. Ben eminim ki bu bölgeyi dünyaya simge olarak gösterebiliriz. Zira bu üç ülkenin rolü epey değerli. Eminim ki bu ülkelerin milletleri de bu biçimde bir şey istiyorlar. Şayet halkların içinde araştırma ve soruşturma olursa, katiyetle üç ülkenin de milleti bu biçimde bir şey istiyordur. Bu bütün dünyanın da karına olacak bir şey.”
‘ABD, Afganistan halkını berbat olan bir durumdan daha beter olan bir duruma soktu, Taliban üzere sert bir kümesi ülkenin başına getirmesi de bunun kanıtıdır’
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden daha sonra bölgede güç dinamiklerinin değişimine ve ABD’nin bölgedeki gücünden feragat fikrine dair Sputnik’in sorusunu yanıtlayan Ahmedinejad, “ABD bütün bu bölgeyle ilgili olan bütün bahislere karışıyor. kimi vakit çıkışları Afganistan’daki üzere fizikî olarak oluyor lakin esasen ABD, etraftaki bütün ülkelerin her işine ve siyasetine karışmaya devam ediyor. Şimdilik ABD, Afganistan halkını berbat olan bir durumdan daha beter olan bir duruma soktu. bu biçimde sert bir kümesi (Taliban) ülkenin başına getiriyorsa esasen bu da buna bir delildir. Bu kümenin elinde ABD’nin giderken gerisinde bıraktığı 80 milyar dolarlık parasız silah var. ABD hiç bir ülkeye bu kadar yardım etmemişti. Bundan daha fazla karışabilir diyebilir miyiz, bundan daha fazlası var mı?” formunda konuştu.
‘ABD, bölgede bulunan ülkeler için Afganistan’da bir tuzak kurdu, dikkatli olun da bu tuzağa yakalanmayın’
Taliban’ın başa gelmesiyle değişen istikrarlara karşı ihtarlarda bulunarak alınması gereken tedbirlerden bahseden Ahmedinejad, “Ben İran ve Türkiye’nin hayli akıllı davranmaları gerektiğini düşünüyorum. İki ülke de ayık olmalı zira ABD, bölgede bulunan ülkeler için Afganistan’da bir tuzak kurdu. Dikkatli olun da bu tuzağa yakalanmayın. Kıymetli olan tek bir bahis var; Afganistan’da hakimiyet hakkı yalnızca Afgan halkına aittir. Onların kendilerinin karar vermesi gerekiyor. Ne Pakistan, ne ABD, ne Türkiye, ne Rusya, ne Suudi Arabistan bu işe karışmamalı. Afganistan halkının iradesinin gerçekleşmesi için bizim yalnızca yardım ve desteğimizin olması gerekiyor. Bu yalnızca Afganistan’ın sorunun tahlil yolu olabilir ve alışılmış her insanın karına olabilir” dedi.