Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi’nin bahçe girişinde bulunan aydınlatma direği, son 10 yıldır 2 leyleğe mesken sahipliği yapıyor. Öğretmen ve öğrencilerin sahip çıktığı leyleklere, Trakya şivesiyle ‘İsmayıl’ ve ‘Fatme’ ismi verildi. Öğrenciler, leyleklerin yuvalarını düzenlemesinden yavru sahibi bulunmasına, yavru leyleklerin uçmayı öğrenmelerinden göç edecekleri vakte kadar birfazlaca mevzuda müşahede yaptı. Öğrenciler, toplumsal medya hesaplarından paylaştıkları imajlarla de leyleklerin yurt ortasında ve yurt haricinde tanınmalarını sağladı.
‘En az 3 tane yavruları oluyor’
Okulda İngilizce öğretmeni olan Olcay Kol, leylek çifti 10 yıldır takip ettiklerini söyleyerek, “Mart ayının sonlarında geliyorlar ve en az 3 tane yavruları oluyor. Gelmeleri hem öğretmenler birebir vakitte öğrencilerimiz içinde bir heyecan yaratıyor. Onları görür görmez memnun oluyoruz. Hayvan sevgisini aşılıyoruz ve çocukların belgesellerde izledikleri şeyleri sınıflarının penceresinden baktıklarında görme bahtı oluyor. Nitekim bir leylek çiftinin gelmesi, yuvalarını düzenlemesi, yavru sahibi olması, onların uçmalarını öğrenmesi ve yuvadan göç edecekleri yerlere gitmeleri konusunda gerçek müşahedelerini çıplak gözle yapmış oluyorlar” diye konuştu.
‘10 yıl uzun bir süre ve tıpkı periyotlarda gelip gidiyorlar, biz de dört gözle gelmelerini bekliyoruz’
Leyleklerin de bilhassa son 2 yıldır okulu ve öğrencileri sahiplendiğini lisana getiren Kol, şöyleki konuştu:
“Daha evvel okul bahçesinde pek gezmezlerdi. Lakin bu sene bilhassa ‘İsmayıl’, ‘Fatme’ yumurtalarının üzerinde yatmakla meşgulken, öğrencilerin teneffüste olmadığı vakit içinderda okul bahçesinde gezmeye başladı. Bu da başka bir heyecan yaratıyor. Hem öğrencilerimiz tarafınca birebir vakitte toplumsal medyadan büyük bir heyecanla takip ediliyorlar. Toplumsal medyada da fenomen oldular diyebiliriz. Yalnızca Edirne’de değil, yurt haricinde olanlar bile İsmayıl ve Fatme ne durumdalar? Geldiler mi? Şu anda neler yapıyorlar?’ biçimindeki sorulara biz de yanıt veriyoruz. 10 yıl uzun bir süre ve birebir devirlerde gelip gidiyorlar. Biz de dört gözle gelmelerini bekliyoruz.”
‘Artık yabancılık çekmiyor, bizden, öğrencilerden, okuldan ziyan gelmeyeceğini kendisi de biliyor’
Okul Müdürü Tolga Ersoy ise leyleklerin gelmesi ile ilkbaharın geldiğini anladıklarını tabir ederek, “Öğrencilerimiz de bizler de gelişlerini takip ediyoruz. Toplumsal medyadan da duyurular yapılıyor. Okulumuzun toplumsal medya sayfalarında paylaşımlar yapıyoruz. Zira öğrencilerimiz leylekleri sahiplendi. Hatta öğretmenler tarafınca kendilerine isim de verildi. Trakya şivesiyle ‘İsmayıl’ ile ‘Fatme’ diyorlar ve epey seviliyorlar. Her sene en az 3 yavru yapıyorlar. Okulumuz Tunca Irmağı’na yakın bir bölgede. Kendileri için yem fazla olduğunda 4 yavruya kadar gördüm. Etrafta imkanlar var, su kanalları var. Onlar da kendilerine bakılırsa yiyeceklerini buluyorlar. Leylek, tabiatı gereği biraz daha yırtıcı bir hayvan. Kendisinin yediği şeyler belirli. Fakat bu sene öğrenciler içerideyken, teneffüs vakti haricinde, aşağıya inip, kantinin oralarda ve otopark kısmına geçip yiyecek arıyor. Öğrencilerden kalma bir şeyler var ise onları yiyor. Leylek de bize epeyce alıştı. Artık yabancılık çekmiyor. Artık bizden, öğrencilerden, okuldan ziyan gelmeyeceğini kendisi de biliyor” dedi.
‘nazarannler, ‘Keşke bizim okulun orada olsalar’ diyorlar’
Öğrencilerden Zeynep İnginar da leyleklerin her yıl gelmesini dört gözle beklediklerini ve gelmediklerinde üzüldüklerini söylemiş oldu. Öğrencilerden Durul İşler ise leyleklerin kendilerini koruduklarını düşündüklerini belirterek, “Onların varlığıyla kendimizi inançta hissediyoruz. Toplumsal medyadan daima paylaşıyoruz, öykülerimize atıyoruz. gorenler, ‘Keşke bizim okulun orada olsalar’ diyorlar” tabirlerini kullandı.
‘En az 3 tane yavruları oluyor’
Okulda İngilizce öğretmeni olan Olcay Kol, leylek çifti 10 yıldır takip ettiklerini söyleyerek, “Mart ayının sonlarında geliyorlar ve en az 3 tane yavruları oluyor. Gelmeleri hem öğretmenler birebir vakitte öğrencilerimiz içinde bir heyecan yaratıyor. Onları görür görmez memnun oluyoruz. Hayvan sevgisini aşılıyoruz ve çocukların belgesellerde izledikleri şeyleri sınıflarının penceresinden baktıklarında görme bahtı oluyor. Nitekim bir leylek çiftinin gelmesi, yuvalarını düzenlemesi, yavru sahibi olması, onların uçmalarını öğrenmesi ve yuvadan göç edecekleri yerlere gitmeleri konusunda gerçek müşahedelerini çıplak gözle yapmış oluyorlar” diye konuştu.
‘10 yıl uzun bir süre ve tıpkı periyotlarda gelip gidiyorlar, biz de dört gözle gelmelerini bekliyoruz’
Leyleklerin de bilhassa son 2 yıldır okulu ve öğrencileri sahiplendiğini lisana getiren Kol, şöyleki konuştu:
“Daha evvel okul bahçesinde pek gezmezlerdi. Lakin bu sene bilhassa ‘İsmayıl’, ‘Fatme’ yumurtalarının üzerinde yatmakla meşgulken, öğrencilerin teneffüste olmadığı vakit içinderda okul bahçesinde gezmeye başladı. Bu da başka bir heyecan yaratıyor. Hem öğrencilerimiz tarafınca birebir vakitte toplumsal medyadan büyük bir heyecanla takip ediliyorlar. Toplumsal medyada da fenomen oldular diyebiliriz. Yalnızca Edirne’de değil, yurt haricinde olanlar bile İsmayıl ve Fatme ne durumdalar? Geldiler mi? Şu anda neler yapıyorlar?’ biçimindeki sorulara biz de yanıt veriyoruz. 10 yıl uzun bir süre ve birebir devirlerde gelip gidiyorlar. Biz de dört gözle gelmelerini bekliyoruz.”
‘Artık yabancılık çekmiyor, bizden, öğrencilerden, okuldan ziyan gelmeyeceğini kendisi de biliyor’
Okul Müdürü Tolga Ersoy ise leyleklerin gelmesi ile ilkbaharın geldiğini anladıklarını tabir ederek, “Öğrencilerimiz de bizler de gelişlerini takip ediyoruz. Toplumsal medyadan da duyurular yapılıyor. Okulumuzun toplumsal medya sayfalarında paylaşımlar yapıyoruz. Zira öğrencilerimiz leylekleri sahiplendi. Hatta öğretmenler tarafınca kendilerine isim de verildi. Trakya şivesiyle ‘İsmayıl’ ile ‘Fatme’ diyorlar ve epey seviliyorlar. Her sene en az 3 yavru yapıyorlar. Okulumuz Tunca Irmağı’na yakın bir bölgede. Kendileri için yem fazla olduğunda 4 yavruya kadar gördüm. Etrafta imkanlar var, su kanalları var. Onlar da kendilerine bakılırsa yiyeceklerini buluyorlar. Leylek, tabiatı gereği biraz daha yırtıcı bir hayvan. Kendisinin yediği şeyler belirli. Fakat bu sene öğrenciler içerideyken, teneffüs vakti haricinde, aşağıya inip, kantinin oralarda ve otopark kısmına geçip yiyecek arıyor. Öğrencilerden kalma bir şeyler var ise onları yiyor. Leylek de bize epeyce alıştı. Artık yabancılık çekmiyor. Artık bizden, öğrencilerden, okuldan ziyan gelmeyeceğini kendisi de biliyor” dedi.
‘nazarannler, ‘Keşke bizim okulun orada olsalar’ diyorlar’
Öğrencilerden Zeynep İnginar da leyleklerin her yıl gelmesini dört gözle beklediklerini ve gelmediklerinde üzüldüklerini söylemiş oldu. Öğrencilerden Durul İşler ise leyleklerin kendilerini koruduklarını düşündüklerini belirterek, “Onların varlığıyla kendimizi inançta hissediyoruz. Toplumsal medyadan daima paylaşıyoruz, öykülerimize atıyoruz. gorenler, ‘Keşke bizim okulun orada olsalar’ diyorlar” tabirlerini kullandı.