Partisinin Şanlıurfa 6. Olağan Vilayet Kongresi’nde konuşan Karamollaoğlu, Ulusal Görüş topluluğunun, esaslı siyasi deneyimiyle her periyot Türkiye’nin menfaatinin yanında hareket ettiğini söylemiş oldu.
Türkiye’nin, ulusal savunma endüstrisinde değerli atılımlar gerçekleştirdiğini anlatan Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye, dünya siyasetinde bir kadro tesirler göstermek istiyorsa kuvvetli bir ülke haline gelmek mecburiyetinde. Bütün insanlığın saadeti için çalışan yapıyı anlayacağız. Bunun için kendi ülkemizi yaşanabilir bir ülke haline getirmekle mükellefiz. Kendi ülkemiz evvel ahlaki ve manevi pahaların ihyasıyla olur. SİHA’lardan mutluyuz, Allah razı olsun destan muharrir üzere bir projeyi hayata geçirdiler, lakin yalnızca ‘SİHA’larla savunma sistemimiz halledildi, bitti, öbür şeye gereksinimimiz yok’ diyemeyiz. Kıymetli bir atılım ancak bizim tek başına ayakta durmamız için kâfi olmayan bir atılım. Her alanda biz adım atacak noktaya gelmeliyiz. Türkiye’de bu endüstrileşmeden, tarımımızı da kendimize yetecek hale getirmeden olmaz. Bütün gereksinimlerimizi başta besin ve ilaç olmak üzere kendimiz temin etmeden, ‘biz kuvvetli ülkeyiz’ diyemeyiz. kuvvetli ülke olunca bütün muhtaçlığımızı kendimiz karşılarız. İnsanlarımız geçimlerini sağlayacak bir işe sahip olur. Aç ve açıkta kimse kalmaz.”
Minimum fiyat pazarlıkları: Daima açlık hududu konuşuluyor, insan utanır
Karamollaoğlu, gerçek siyaset ve siyasetlerle kalkınmanın gerçekleştirilebileceğine inandığını söz etti.
Minimum fiyat pazarlıklarına değinen Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Erbakan hocamız bu hususta destan yazdı. 6 ayda yüzde 130, minimum fiyata artırım yaptı. Bugün minimum fiyatın yüzde bir üstünde mi altında mı verileceği tartışması yapılıyor. Daima açlık sonu konuşuluyor. İnsan utanır. Sendikalara da hayret ediyorum. Sendikalar temsil ettikleri memur ve personelleri tam olarak temsil edemiyorlar. Bugün taban fiyatın yüzde bir üstünde mi altında mı verileceği tartışması yapılıyor. Açlık hududunda bir fiyat pazarlığı yapılabilir mi? Yapılmaması icap eder. Hükümet de patron de ‘ben ne yapayım’ diyor, öbür taraftan sendikalar da alamayacağı fiyatın üzerine ‘gitsem ne fayda’ diyor.”
Konuşmasının akabinde Karamollaoğlu, kongreye katılanlarla sohbet etti.
Türkiye’nin, ulusal savunma endüstrisinde değerli atılımlar gerçekleştirdiğini anlatan Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye, dünya siyasetinde bir kadro tesirler göstermek istiyorsa kuvvetli bir ülke haline gelmek mecburiyetinde. Bütün insanlığın saadeti için çalışan yapıyı anlayacağız. Bunun için kendi ülkemizi yaşanabilir bir ülke haline getirmekle mükellefiz. Kendi ülkemiz evvel ahlaki ve manevi pahaların ihyasıyla olur. SİHA’lardan mutluyuz, Allah razı olsun destan muharrir üzere bir projeyi hayata geçirdiler, lakin yalnızca ‘SİHA’larla savunma sistemimiz halledildi, bitti, öbür şeye gereksinimimiz yok’ diyemeyiz. Kıymetli bir atılım ancak bizim tek başına ayakta durmamız için kâfi olmayan bir atılım. Her alanda biz adım atacak noktaya gelmeliyiz. Türkiye’de bu endüstrileşmeden, tarımımızı da kendimize yetecek hale getirmeden olmaz. Bütün gereksinimlerimizi başta besin ve ilaç olmak üzere kendimiz temin etmeden, ‘biz kuvvetli ülkeyiz’ diyemeyiz. kuvvetli ülke olunca bütün muhtaçlığımızı kendimiz karşılarız. İnsanlarımız geçimlerini sağlayacak bir işe sahip olur. Aç ve açıkta kimse kalmaz.”
Minimum fiyat pazarlıkları: Daima açlık hududu konuşuluyor, insan utanır
Karamollaoğlu, gerçek siyaset ve siyasetlerle kalkınmanın gerçekleştirilebileceğine inandığını söz etti.
Minimum fiyat pazarlıklarına değinen Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Erbakan hocamız bu hususta destan yazdı. 6 ayda yüzde 130, minimum fiyata artırım yaptı. Bugün minimum fiyatın yüzde bir üstünde mi altında mı verileceği tartışması yapılıyor. Daima açlık sonu konuşuluyor. İnsan utanır. Sendikalara da hayret ediyorum. Sendikalar temsil ettikleri memur ve personelleri tam olarak temsil edemiyorlar. Bugün taban fiyatın yüzde bir üstünde mi altında mı verileceği tartışması yapılıyor. Açlık hududunda bir fiyat pazarlığı yapılabilir mi? Yapılmaması icap eder. Hükümet de patron de ‘ben ne yapayım’ diyor, öbür taraftan sendikalar da alamayacağı fiyatın üzerine ‘gitsem ne fayda’ diyor.”
Konuşmasının akabinde Karamollaoğlu, kongreye katılanlarla sohbet etti.