Azerbaycan‘da temaslarda bulunan Kılıç, Türkiye‘nin Bakü Büyükelçiliği’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Kılıç, Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan Parlamentoları Dış Münasebetler Kurullarının Üçlü Ortak 7. Toplantısı’nı dün Şuşa kentinde gerçekleştirdiklerini belirtti.
görüşmede hem gündemi değerlendirdiklerini tıpkı vakitte üç ülke olarak bölgenin refahı, ülkeler ortası münasebetlerin gelişmesi ve milletlerarası bağlantılarda neleri birlikte yapacakları konusunda değerlendirmelerde bulunduklarını bildiren Kılıç, gündemlerinde Rusya’nın Ukrayna’ya akınlarının da yer aldığını kaydetti.
‘Müttefiklerimizin Türkiye’nin güvenlik telaşlarını dikkate alarak hareket etmeleri gerekiyor’
Kılıç, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik talebine ait soruya, “Burada Cumhurbaşkanımızın hayli net bir bildirisi ve duruşu var. Tüm Türkiye olarak benimsediğimiz ve desteklediğimiz bir duruş. NATO bir savunma birliğidir. Burada bir müttefiklik kelam konusudur. Müttefikler birbirlerini harici ve dahili güvenlik risklerine karşı desteklemelidir. Müttefiklerimizin Türkiye’nin güvenlik dertlerini dikkate alarak hareket etmeleri gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin PKK ve farklı isimler altında faaliyetler ifa eden bir örgütle gayret halinde olduğunu söz eden Kılıç, “PKK’yı yönetenlerin aslında PYD’nin de YPG’nin de içerisinde yer aldığı aşikar. Bunu onların (ABD ve Batı ülkeleri) istihbarat raporlarından basına yansıyanlardan görüyoruz. Cumhurbaşkanımız epey net şunu diyor. 40 binden çok vatandaşımızı bu terör örgütünün hücumlarında şehit verdik. Biz terörle gayret konusunda hem bedel ödemiş hem uğraş etmiş bir ülkeyiz. Türkiye’den kaçıp, Türkiye’nin etrafında belli terör aksiyonlarına bulaşmış ve birtakım ülkelere sığınmış şahısların Türkiye’ye iadesine hayır denirse, Türk vatandaşlarının terör taarruzlarına kurban gitmesine niçiniyet veren örgütün üyeleri ülkelerde hür biçimde geziyorsa, en fecisi ise bu ülkelerin seçilmiş yöneticileri bu terör örgütünün düzenlediği bir grup tertiplere katılıyorsa burada vahim bir kusur vardır” diye konuştu.
Kılıç, ‘Türkiye’nin NATO’nun 2. en büyük ordusuna sahip olmasından, NATO’nun operasyonlarına verilen dayanaklardan, Rusya’nın Ukrayna’ya akınında en epeyce risk alan NATO ülkesinin Türkiye olmasından’ bahsederek, şu biçimde konuştu:
“Boğazları kapatarak, Montrö Muahedesini harekete geçirerek aslında bir taraftan fazlaca büyük risk üstlendik. Savunma sanayiimiz Ukrayna’ya hayli önemli katkılar sağlıyor. bununla birlikte her iki tarafı masaya getirmeye çalışırken, bu noktada diplomatik eforlar harcarken bizim güvenlik telaşlarımız, vatandaşımızın ve hudutlarımızın güvenliğini tehdit eden bir terör örgütünün ve onun farklı isimler altındaki ögelerini ülkelerinde barındıranlara da ‘Buyurun gelin, bizim en değerli katkı verdiğimiz savunma ve iş birliği paktının içerisine sizi de alalım’ dememizi bizden beklemesinler. Cumhurbaşkanımız bunları lisana getirdi.”
Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’ten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği üzere diplomatik cümlelerinin ötesinde somut adım beklediklerini vurgulayan Kılıç, “Onlar kendi güvenlikleri açısından birtakım adımlar atmayı kendilerine hak görüyorlar da bize bunu görmüyorlarsa bu biçimde da fazlaca fazla konuşulacak bir şey yok. Biz Türkiye olarak NATO’nun en değerli ögelerinden birisiyiz. Biz sorumluluklarımızın şuurundayız. Müttefiklerimizden de talebimiz sorumluluklarının ve yükümlülüklerinin şuurunda olmasıdır” tabirlerini kullandı.
Kılıç, Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan Parlamentoları Dış Münasebetler Kurullarının Üçlü Ortak 7. Toplantısı’nı dün Şuşa kentinde gerçekleştirdiklerini belirtti.
görüşmede hem gündemi değerlendirdiklerini tıpkı vakitte üç ülke olarak bölgenin refahı, ülkeler ortası münasebetlerin gelişmesi ve milletlerarası bağlantılarda neleri birlikte yapacakları konusunda değerlendirmelerde bulunduklarını bildiren Kılıç, gündemlerinde Rusya’nın Ukrayna’ya akınlarının da yer aldığını kaydetti.
‘Müttefiklerimizin Türkiye’nin güvenlik telaşlarını dikkate alarak hareket etmeleri gerekiyor’
Kılıç, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik talebine ait soruya, “Burada Cumhurbaşkanımızın hayli net bir bildirisi ve duruşu var. Tüm Türkiye olarak benimsediğimiz ve desteklediğimiz bir duruş. NATO bir savunma birliğidir. Burada bir müttefiklik kelam konusudur. Müttefikler birbirlerini harici ve dahili güvenlik risklerine karşı desteklemelidir. Müttefiklerimizin Türkiye’nin güvenlik dertlerini dikkate alarak hareket etmeleri gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin PKK ve farklı isimler altında faaliyetler ifa eden bir örgütle gayret halinde olduğunu söz eden Kılıç, “PKK’yı yönetenlerin aslında PYD’nin de YPG’nin de içerisinde yer aldığı aşikar. Bunu onların (ABD ve Batı ülkeleri) istihbarat raporlarından basına yansıyanlardan görüyoruz. Cumhurbaşkanımız epey net şunu diyor. 40 binden çok vatandaşımızı bu terör örgütünün hücumlarında şehit verdik. Biz terörle gayret konusunda hem bedel ödemiş hem uğraş etmiş bir ülkeyiz. Türkiye’den kaçıp, Türkiye’nin etrafında belli terör aksiyonlarına bulaşmış ve birtakım ülkelere sığınmış şahısların Türkiye’ye iadesine hayır denirse, Türk vatandaşlarının terör taarruzlarına kurban gitmesine niçiniyet veren örgütün üyeleri ülkelerde hür biçimde geziyorsa, en fecisi ise bu ülkelerin seçilmiş yöneticileri bu terör örgütünün düzenlediği bir grup tertiplere katılıyorsa burada vahim bir kusur vardır” diye konuştu.
Kılıç, ‘Türkiye’nin NATO’nun 2. en büyük ordusuna sahip olmasından, NATO’nun operasyonlarına verilen dayanaklardan, Rusya’nın Ukrayna’ya akınında en epeyce risk alan NATO ülkesinin Türkiye olmasından’ bahsederek, şu biçimde konuştu:
“Boğazları kapatarak, Montrö Muahedesini harekete geçirerek aslında bir taraftan fazlaca büyük risk üstlendik. Savunma sanayiimiz Ukrayna’ya hayli önemli katkılar sağlıyor. bununla birlikte her iki tarafı masaya getirmeye çalışırken, bu noktada diplomatik eforlar harcarken bizim güvenlik telaşlarımız, vatandaşımızın ve hudutlarımızın güvenliğini tehdit eden bir terör örgütünün ve onun farklı isimler altındaki ögelerini ülkelerinde barındıranlara da ‘Buyurun gelin, bizim en değerli katkı verdiğimiz savunma ve iş birliği paktının içerisine sizi de alalım’ dememizi bizden beklemesinler. Cumhurbaşkanımız bunları lisana getirdi.”
Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’ten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği üzere diplomatik cümlelerinin ötesinde somut adım beklediklerini vurgulayan Kılıç, “Onlar kendi güvenlikleri açısından birtakım adımlar atmayı kendilerine hak görüyorlar da bize bunu görmüyorlarsa bu biçimde da fazlaca fazla konuşulacak bir şey yok. Biz Türkiye olarak NATO’nun en değerli ögelerinden birisiyiz. Biz sorumluluklarımızın şuurundayız. Müttefiklerimizden de talebimiz sorumluluklarının ve yükümlülüklerinin şuurunda olmasıdır” tabirlerini kullandı.