Psikolojide Kavrama Nedir ?

Kurnazlik

Global Mod
Global Mod
Psikolojide Kavrama Nedir?

Psikoloji, insan davranışlarını ve zihinsel süreçleri inceleyen bir bilim dalıdır. Bu disiplinin temelinde yatan kavramlardan biri de "kavrama"dır. Kavrama, bir olayın, durumun ya da nesnenin zihinsel bir temsilinin oluşturulması sürecidir. İnsanlar çevrelerinden aldıkları bilgileri zihinsel süreçler aracılığıyla anlamlandırır, yorumlar ve işleyerek bir anlam ortaya çıkarırlar. Bu anlamlandırma süreci, kişinin bilgiye erişimini ve bu bilgiyi nasıl kullanacağını belirler. Psikolojide kavrama, sadece bir şeyin farkına varmak değil, aynı zamanda o şeyle ilgili anlamlı bir bağ kurmak, onu anlamak ve gerektiğinde bu bilgiye dayalı bir işlem yapabilmeyi kapsar.

Kavramanın Tanımı ve Psikolojik Boyutları

Kavrama, psikolojik anlamda, bir nesne, durum ya da olayla ilgili zihinsel bir model oluşturma süreci olarak tanımlanabilir. Bu süreç, bilgiyi almayı, onu anlamayı, organize etmeyi ve geçmiş deneyimler ile ilişkilendirmeyi içerir. Kavrama süreci, genellikle iki ana bileşenden oluşur: **algılama** ve **anlamlandırma**.

**Algılama**, çevremizdeki fiziksel dünyayı anlamaya yönelik duyusal bir süreçtir. Bu aşamada beyin, dış dünyadan gelen uyarıları alır ve onları anlamlı hale getirecek şekilde işler. Örneğin, bir kişiyi gördüğümüzde, onun yüzünü, duruşunu, giydiği kıyafetleri algılarız. Ancak bu algılar, sadece duyusal veriler olup, anlamlı bir kavrayış için yeterli değildir.

**Anlamlandırma** ise, algıladığımız bilgiyi kişisel deneyimler, geçmiş bilgi ve kültürel bağlamlar ışığında yorumlama sürecidir. Aynı yüzü gördüğümüzde, o kişi hakkında daha önceki deneyimlerimize, bilgilere ve hatta ruh halimize göre farklı anlamlar yükleyebiliriz. Anlamlandırma, tamamen bireysel bir süreç olup, her insanın dünyayı algılayışı farklıdır.

Kavrama Türleri ve Psikolojik Modeller

Psikoloji, kavrama sürecini anlamak için çeşitli teoriler geliştirmiştir. Bu teoriler, insanların çevrelerinden nasıl bilgi edindiğini, bu bilgileri nasıl işlediğini ve sonrasında nasıl kararlar aldığını açıklamaya çalışır.

1. **Bilişsel Kavrama:** Bilişsel psikoloji, insanların bilgiyi nasıl işlediğini, öğrendiğini ve hatırladığını inceleyen bir alandır. Bu bağlamda kavrama, zihinsel süreçlerin bir ürünü olarak ele alınır. Jean Piaget'nin bilişsel gelişim teorisi, çocukların kavram oluşturma süreçlerini anlamaya yönelik önemli bir katkı sağlamıştır. Piaget, çocukların çevrelerinden gelen bilgileri, mevcut bilişsel şemaları ile birleştirerek anlamlandırdığını ve bunun zaman içinde geliştiğini savunmuştur. Örneğin, bir çocuk, ilk başta "evcil hayvan" kavramını sadece bir kedi olarak algılayabilir, ancak zamanla bu kavramı daha genel hale getirip köpekleri ve diğer evcil hayvanları da içine alacak şekilde genişletebilir.

2. **Algısal Kavrama:** Algısal kavrama, dış dünyayı anlamlandırma sürecidir. Duyusal veriler, beynin çeşitli bölümleri tarafından işlenir ve zihinsel bir temsil oluşturulur. Bu süreçte, algılama ile kavrama arasındaki fark, algılama sadece ham verileri toplarken, kavrama bu verileri organize eder ve anlamlı bir biçimde sunar. Bir araba gördüğünüzde, sadece dört tekerleği ve motoru görmekle yetinmezsiniz. Zihniniz, bu görüntüyü daha önceki deneyimlerinizle ilişkilendirir ve araba ile ilgili bir anlam oluşturur: bir ulaşım aracı, bir tekerlekli taşıma aracı ya da sadece bir nesne.

3. **Dilsel Kavrama:** Dil, insanların çevreleri ile etkileşim kurmalarında ve anlamlar oluşturmasında temel bir araçtır. Dilsel kavrama, kelimelerin ve cümlelerin anlamlarının zihinde nasıl oluşturulduğunu açıklar. Bu süreç, dilin sadece semboller değil, aynı zamanda düşüncelerimizi düzenleme, içsel deneyimlerimizi dışa vurma ve başkalarıyla iletişim kurma işlevini yerine getirdiği psikolojik bir boyuttur. Dilsel kavrama, kişilerin sosyal etkileşimlerinde önemli bir rol oynar ve toplumsal anlamların, kültürel bağlamların oluşmasına olanak sağlar.

Kavramanın Günlük Hayatta Kullanımı

Kavrama, günlük yaşamda her an karşımıza çıkan bir süreçtir. İnsanlar çevrelerindeki dünya hakkında anlam oluşturmak için sürekli olarak kavrama süreçlerini işler. Bu süreçler, alışveriş yapmak, insanlarla etkileşime girmek, bir problemi çözmek veya yeni bir durumla karşılaşmak gibi sıradan faaliyetlerde de etkin bir şekilde kullanılır.

Örneğin, bir kişinin yeni bir iş görüşmesine gitmesi durumunda, bu kişi hem içsel bir kavrama süreci işler hem de dışsal çevresini algılar. İleri düzeyde kavrama, bu kişinin iş görüşmesini başarılı bir şekilde yönetmesi için gereklidir. Kişi, iş yerindeki kültürü, konuşmalarını ve fiziki ortamı hızlı bir şekilde anlamlandırarak uygun tepkiyi verebilir. Kavramanın başarısı, kişinin ne kadar iyi bir şekilde bilgi işlediği ve çevresine ne kadar hızlı adapte olduğu ile doğrudan ilişkilidir.

Kavramanın Zihinsel Sağlık Üzerindeki Etkileri

Kavrama sürecinin, psikolojik sağlık üzerinde de önemli etkileri vardır. İnsanlar, çevrelerinden aldıkları bilgileri zihinsel olarak nasıl işlediklerine göre çeşitli ruhsal durumlar yaşayabilirler. Olumlu ve olumsuz kavramalar, kişinin duygusal durumunu doğrudan etkiler. Örneğin, bir kişi sürekli olarak olumsuz bir şekilde kendini kavrar ve dünya hakkında kötümser bir bakış açısına sahipse, bu kişi depresyon gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Diğer yandan, pozitif kavrama, kişinin özgüvenini artırabilir, stresi azaltabilir ve psikolojik iyilik halini destekleyebilir.

Kavramanın bilişsel terapilerdeki önemi de büyüktür. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), insanların negatif düşünce kalıplarını değiştirmeyi ve bu şekilde davranışsal değişim sağlamayı hedefler. Terapi sürecinde, kişinin olayları nasıl kavradığı, düşünsel çarpıtmalar ve bunların psikolojik sonuçları ele alınır. Kavrama sürecinde yapılan değişiklikler, kişilerin duygusal durumlarını iyileştirebilir.

Sonuç

Kavrama, insanların çevreleri ile etkileşimde bulunmalarında ve dünyayı anlamlandırmalarında temel bir rol oynayan psikolojik bir süreçtir. Bu süreç, sadece algılama ile sınırlı kalmaz, aynı zamanda algılanan bilgilerin anlamlandırılması ve kişisel bağlamda işlenmesi aşamalarını da içerir. Kavrama, bireylerin yaşamlarında önemli kararlar alırken, problemlere çözüm ararken ve psikolojik sağlıklarını sürdürürken belirleyici bir faktördür. Dolayısıyla, kavramayı anlamak ve bu süreç üzerinde düşünmek, hem bireysel psikoloji hem de sosyal etkileşimler açısından büyük bir öneme sahiptir.
 
Üst