Şahin, yaptığı yazılı açıklamada, ırk, din, milliyet fark etmeksizin dünyanın tüm mazlumlarına kucak açan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güç da olan ve kendisinden yardım talep eden her beşere karşı her daim şefkat ve merhametle mukabele gösterdiğini belirtti.
Lakin ne yazık ki son devirde birtakım medya kuruluşlarının, Türkiye’de bulunan farklı kesitlere yönelik yabancı düşmanlığını artırıcı yayınlar yaptığını söz eden Şahin, bahse husus yayınların görsel ve işitsel medyada şimdi her yayın tipinde gerçekleştirildiğini kaydetti.
Dizi sinemalar, haber bültenleri ve programlar ile jenerasyon yayınlar hatta magazin programlarında bile emsal içeriklerin yaygınlaştırıldığının görüldüğünü bildiren Şahin, kelam konusu yayınlarda yabancı asıllı insanların her durumda makus karakter olarak gösterilmesi yahut bu şahıslara ait daima olumsuz haberlerin ekranlara taşınmasının dikkati çektiğini aktardı.
Neredeyse Türkiye’deki her yabancıyı berbat gösteren yayınlarda toplumsal medya kaynaklı kurgusal görüntülerin da kullanıldığının tespit edildiğini, televizyonlardaki tartışmalarda Türkiye’ye sığınan insanlara yönelik kin ve nefret pompalandığının, bireylerin hak ve hürriyetlerinin tehdit edildiğinin belirlendiğini aktaran Şahin, şunları kaydetti:
“Ülkemizdeki radyo ve televizyonların yayın prensiplerini düzenleyen 6112 sayılı yasaya bakılırsa, medya hizmet sağlayıcı kuruluşlarımızın sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmeleri gerekmektedir. Medyamızın, halkı yanlış yönlendirmemek ismine hassas davranması, doğruluğu meçhul olan bilgilere riayet etmemesi, resmi data ve açıklamalara dayanmayan içerikleri yayınlarında kullanmamaları son derece değerlidir. Radyo ve Televizyon Üst Konseyi olarak beklentimiz, görsel ve işitsel medyanın kendisinden beklenen hassasiyetle ve sorumluluk şuuruyla hareket etmesidir. Yayınlar yoluyla kin ve nefret telaffuzları lisana getirilerek, toplum ortasına düşmanlık tohumlarının ekilmesinin kimseye yararı yoktur. Medyamızın bu vakar ve şuurla hareket etmesini umuyor, halkımızın gerçek haber almasını temin eden tüm medya kuruluşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.”
Lakin ne yazık ki son devirde birtakım medya kuruluşlarının, Türkiye’de bulunan farklı kesitlere yönelik yabancı düşmanlığını artırıcı yayınlar yaptığını söz eden Şahin, bahse husus yayınların görsel ve işitsel medyada şimdi her yayın tipinde gerçekleştirildiğini kaydetti.
Dizi sinemalar, haber bültenleri ve programlar ile jenerasyon yayınlar hatta magazin programlarında bile emsal içeriklerin yaygınlaştırıldığının görüldüğünü bildiren Şahin, kelam konusu yayınlarda yabancı asıllı insanların her durumda makus karakter olarak gösterilmesi yahut bu şahıslara ait daima olumsuz haberlerin ekranlara taşınmasının dikkati çektiğini aktardı.
Neredeyse Türkiye’deki her yabancıyı berbat gösteren yayınlarda toplumsal medya kaynaklı kurgusal görüntülerin da kullanıldığının tespit edildiğini, televizyonlardaki tartışmalarda Türkiye’ye sığınan insanlara yönelik kin ve nefret pompalandığının, bireylerin hak ve hürriyetlerinin tehdit edildiğinin belirlendiğini aktaran Şahin, şunları kaydetti:
“Ülkemizdeki radyo ve televizyonların yayın prensiplerini düzenleyen 6112 sayılı yasaya bakılırsa, medya hizmet sağlayıcı kuruluşlarımızın sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmeleri gerekmektedir. Medyamızın, halkı yanlış yönlendirmemek ismine hassas davranması, doğruluğu meçhul olan bilgilere riayet etmemesi, resmi data ve açıklamalara dayanmayan içerikleri yayınlarında kullanmamaları son derece değerlidir. Radyo ve Televizyon Üst Konseyi olarak beklentimiz, görsel ve işitsel medyanın kendisinden beklenen hassasiyetle ve sorumluluk şuuruyla hareket etmesidir. Yayınlar yoluyla kin ve nefret telaffuzları lisana getirilerek, toplum ortasına düşmanlık tohumlarının ekilmesinin kimseye yararı yoktur. Medyamızın bu vakar ve şuurla hareket etmesini umuyor, halkımızın gerçek haber almasını temin eden tüm medya kuruluşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.”