Su Siyasetleri Derneği Hidropolitik Akademi İdare Şurası Lideri Dr. Dursun Yıldız ve ALGBIO Güç Arıtım Mühendislik Kurucusu Selen Şenal Türkiye’nin güçteki durumuna ait birfazlaca mevzuyu ve atması gereken adımları Radyo Sputnik’te Meliha Okur’la Anlat Bana programında kıymetlendirdi.
Hidropolitik Akademi İdare Heyeti Lideri Yıldız, Doğu Akdeniz’deki doğalgazın Avrupa’ya taşınması planının son derece maliyetli olduğuna dikkati çekerken, bu sebeple Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz transferinin epeyce daha kıymetli hale geldiğini söz etti.
Yıldız, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de doğalgaz bulma eforları sürüyor. Gazın yalnızca bulunması yetmiyor. Piyasaya taşınması ve piyasa arz edilebilecek kadar ucuza mal edilmesi bekleniyor. Doğu Akdeniz-Avrupa Doğalgaz Hattı’nın savla yapılamayacağını söylemiştik. Bir sürü mutabakat imzalanmasına karşın hala askıda olmasının niçini ekonomik. ABD kısa mühlet evvel projeyi teknik ve ekonomik olarak uygun bulmadığını deklare etti. Bu durumda Rusya’nın Avrupa Birliği’ne doğalgaz tedariki daha kıymetli hale geldi. Rusya ile Almanya’nın doğalgaz muahedesi ABD’nin her türlü pürüzüne karşın yavaş da olsa ilerliyor. Büyük ihtimalle 50 milyar metreküplük Kuzey Akım projesi tam kapasiteyle yakında devreye girer. bununla birlikte Rusya’nın Türkiye üzerinden Türk Akım ve Türk Akım-2 ile Avrupa’ya doğalgaz transferi var. Bu da iki ülke içindeki ikili bağlar için epey önemli” dedi.
‘Elektrik faturalarındaki dalgalanma devam edecek’
Yıldız, elektriğe yapılan yüzde 127’lik artırımı “Dolar karşısındaki TL pahası bu düzeyde kaldıkça, dışardan ithal kömüre yahut doğalgaza bağımlılığımız bu düzeyde pek elektrik fiyatlarındaki oynaklık devam edecek üzere gözüküyor” formunda yorumladı.
‘Enerji üretimi yaparken en kıymetli sorunlardan biri ekonomik olmasının yanında sürdürülebilir olması’
ALGBİO Güç Arıtım Mühendislik Kurucusu Selen Şenal ise güç üretiminde sürdürülebilirliğe dikkat çekti. Şenal, “Enerji üretimi yaparken en değerli problemlerden birisi sürdürülebilir bir güç kaynağı olması. Rüzgar ve güneşten var edilen gücün daima tıpkı teknoloji ile üretilmesi, iklim değişikliği tesirleri ile birlikte sürdürülebilir özelliğinden sapmasına niye oluyor. Türkiye’de üretilen biyoyakıt güç kaynakları var. Bu güç kaynaklarının büsbütün bitkisel ya da hayvansal biyokütleden üretilmesi onların sürdürülmesindeki en büyük mahzur. ötürüsıyla bu güç kaynaklarını üretirken yahut geliştirirken sürdürülebilir bulunmasına da dikkat etmeliyiz. Nedir buradaki sürdürülebilirlik? Önümüzdeki yüzyıl ortasında hala bu güç kaynağına muhtaçlığımız olacak mı, işte budur. Örneğin, Birleşmiş Milletler, bitkisel yahut hayvansal biyokütleden üretilen güç kaynaklarının karbon salımı niçiniyle önümüzdeki 50 yıl sürdürülebilir olmadığını söylemiş oldu. Türkiye yalnızca güç üretiminde değil ne üretiyorsa evvela ne kadar karbon saldığını hesaplamalı çabucak sonrasında salınan karbonun iktisadı üzerinde ne üzere bir aksiliğe yol açacağını hesaplamalı. Bunların hesaplanmaması üretilenin sürdürülebilir olmamasına niçiniyet verir” diye konuştu.
Kurucusu olduğu ALGBIO Güç Arıtım ve Mühendislik firmasının faaliyetlerinden de kelam eden Şenal, “ALGBIO’nun yaptığı şey endüstrinin baca gazını ve endüstriyel atık suyunu endüstriden toplayarak mikroalg yani yosun dediğimiz organizmayla arıtıp, biyokütle elde edip bundan yağ çıkarma yoluyla biyodizel yahut biyogazdan elektrik gücü üretmek. özetlemek gerekirse atıktan güce giden bir firmayız. Bu bir döngüsel iktisat modeli. Bu süreçte pak su da elde ediliyor. O da bir daha tıpkı fabrikalarda bir daha kullanılabiliyor. Baca gazları ortasındaki karbondioksiti de algal biyokütleye hapsediyoruz, ötürüsıyla endüstrinin atmosfere giden sera gazı emisyonunu oksijene çevirip atmosfere sunuyoruz” sözlerini kullandı.
Hidropolitik Akademi İdare Heyeti Lideri Yıldız, Doğu Akdeniz’deki doğalgazın Avrupa’ya taşınması planının son derece maliyetli olduğuna dikkati çekerken, bu sebeple Rusya’nın Avrupa’ya doğalgaz transferinin epeyce daha kıymetli hale geldiğini söz etti.
Yıldız, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de doğalgaz bulma eforları sürüyor. Gazın yalnızca bulunması yetmiyor. Piyasaya taşınması ve piyasa arz edilebilecek kadar ucuza mal edilmesi bekleniyor. Doğu Akdeniz-Avrupa Doğalgaz Hattı’nın savla yapılamayacağını söylemiştik. Bir sürü mutabakat imzalanmasına karşın hala askıda olmasının niçini ekonomik. ABD kısa mühlet evvel projeyi teknik ve ekonomik olarak uygun bulmadığını deklare etti. Bu durumda Rusya’nın Avrupa Birliği’ne doğalgaz tedariki daha kıymetli hale geldi. Rusya ile Almanya’nın doğalgaz muahedesi ABD’nin her türlü pürüzüne karşın yavaş da olsa ilerliyor. Büyük ihtimalle 50 milyar metreküplük Kuzey Akım projesi tam kapasiteyle yakında devreye girer. bununla birlikte Rusya’nın Türkiye üzerinden Türk Akım ve Türk Akım-2 ile Avrupa’ya doğalgaz transferi var. Bu da iki ülke içindeki ikili bağlar için epey önemli” dedi.
‘Elektrik faturalarındaki dalgalanma devam edecek’
Yıldız, elektriğe yapılan yüzde 127’lik artırımı “Dolar karşısındaki TL pahası bu düzeyde kaldıkça, dışardan ithal kömüre yahut doğalgaza bağımlılığımız bu düzeyde pek elektrik fiyatlarındaki oynaklık devam edecek üzere gözüküyor” formunda yorumladı.
‘Enerji üretimi yaparken en kıymetli sorunlardan biri ekonomik olmasının yanında sürdürülebilir olması’
ALGBİO Güç Arıtım Mühendislik Kurucusu Selen Şenal ise güç üretiminde sürdürülebilirliğe dikkat çekti. Şenal, “Enerji üretimi yaparken en değerli problemlerden birisi sürdürülebilir bir güç kaynağı olması. Rüzgar ve güneşten var edilen gücün daima tıpkı teknoloji ile üretilmesi, iklim değişikliği tesirleri ile birlikte sürdürülebilir özelliğinden sapmasına niye oluyor. Türkiye’de üretilen biyoyakıt güç kaynakları var. Bu güç kaynaklarının büsbütün bitkisel ya da hayvansal biyokütleden üretilmesi onların sürdürülmesindeki en büyük mahzur. ötürüsıyla bu güç kaynaklarını üretirken yahut geliştirirken sürdürülebilir bulunmasına da dikkat etmeliyiz. Nedir buradaki sürdürülebilirlik? Önümüzdeki yüzyıl ortasında hala bu güç kaynağına muhtaçlığımız olacak mı, işte budur. Örneğin, Birleşmiş Milletler, bitkisel yahut hayvansal biyokütleden üretilen güç kaynaklarının karbon salımı niçiniyle önümüzdeki 50 yıl sürdürülebilir olmadığını söylemiş oldu. Türkiye yalnızca güç üretiminde değil ne üretiyorsa evvela ne kadar karbon saldığını hesaplamalı çabucak sonrasında salınan karbonun iktisadı üzerinde ne üzere bir aksiliğe yol açacağını hesaplamalı. Bunların hesaplanmaması üretilenin sürdürülebilir olmamasına niçiniyet verir” diye konuştu.
Kurucusu olduğu ALGBIO Güç Arıtım ve Mühendislik firmasının faaliyetlerinden de kelam eden Şenal, “ALGBIO’nun yaptığı şey endüstrinin baca gazını ve endüstriyel atık suyunu endüstriden toplayarak mikroalg yani yosun dediğimiz organizmayla arıtıp, biyokütle elde edip bundan yağ çıkarma yoluyla biyodizel yahut biyogazdan elektrik gücü üretmek. özetlemek gerekirse atıktan güce giden bir firmayız. Bu bir döngüsel iktisat modeli. Bu süreçte pak su da elde ediliyor. O da bir daha tıpkı fabrikalarda bir daha kullanılabiliyor. Baca gazları ortasındaki karbondioksiti de algal biyokütleye hapsediyoruz, ötürüsıyla endüstrinin atmosfere giden sera gazı emisyonunu oksijene çevirip atmosfere sunuyoruz” sözlerini kullandı.