Nevşehirliler hangi boydan ?

Zeki

New member
Nevşehirliler Hangi Boydan? Bir Hikâye Üzerinden Farklı Bakış Açıları

Merhaba arkadaşlar,

Bugün, size anlatmak istediğim bir hikâye var. Hem Nevşehir’in geçmişine, hem de insanlarının içinde taşıdığı derin köklere dair. Belki de bu hikâye, herkesin içinde bir yerlere dokunur. Bildiğiniz gibi, Nevşehir’in insanları çoğunlukla Oğuz Türkleri’nin bir boyu olan Kayılar’dan geliyor. Ancak bunu daha derinlemesine anlamanın yolu, yalnızca soylardan ve tarihsel bilgiden değil, aynı zamanda insanların birbiriyle olan ilişkilerinden de geçiyor. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını ve kadınların empatik bakış açısını gözler önüne seren bir hikâye üzerinden bunu tartışmak istiyorum. Hikâyeye göz atarken, belki siz de kendi köklerinize dair bir şeyler keşfeder, belki de bugüne kadar fark etmediğiniz bir yönünüzü hissedersiniz.

Hadi, biraz da Nevşehir’in ruhunu keşfetmeye başlayalım.

Bir Köy, Bir Ağaç ve İki Farklı Bakış Açısı

Bir zamanlar Nevşehir’in taşra köylerinden birinde, aynı ismi taşıyan bir aile yaşarmış: Kayıoğulları. Bu ailenin kökleri o kadar derinlere dayanıyormuş ki, neredeyse herkes, “İşte, bir Kayı ailesi!” diyerek onları tanırmış. Ne zaman birisi, “Nevşehirliler hangi boydan?” diye sorarsa, cevap her seferinde aynı olurmuş: "Kayılar'dan!" Fakat köydeki insanlar bu bilgiyi bilmekten çok, o bilginin içinde kaybolmuş gibi hissediyorlarmış.

Bir gün, bu köyde Narin ve Mert adında iki genç, birbirlerini tanımaya başlarlar. Narin, köyün genç öğretmeni, empatik, nazik, insana değer veren biri olarak tanınır. Mert ise köyün işlerine karışmaya pek gönüllü olmayan, daha çok kendi iç yolculuğunda olan bir adamdır. Yine de, ikisi arasında her şeyde olduğu gibi bir uyum vardır. Onların dünyaları, hem birbirini tamamlayan hem de birbirinden çok farklıdır.

Mert’in Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Ağaçta Neler Oluyor?

Bir gün köyün yakınlarındaki ormandan büyük bir ağaç kesilir. Bu olay, köyde çok konuşulacak bir mesele haline gelir. Mert, bu durumu mantıklı bir şekilde ele alır. O, köydeki ormanın korunması için hemen bir strateji belirler: "Kesilen ağaçları toplayıp, ormana yeni fidanlar dikeceğiz. Bu şekilde ekosistem de korunur, köyün ihtiyacı olan odun da sağlanmış olur." Hemen çalışmalara başlar.

Mert’in yaklaşımı, oldukça pratik ve çözüm odaklıdır. Herhangi bir duygusal yük taşımadan, olayı çözmeye yönelik adımlar atar. Bir şeyi kaybetmenin acısını hissedemez, çünkü kaybolan şeyin yerine ne koyacağını iyi bilir. Fakat köydeki insanlar, Mert’in yaklaşımına pek sıcak bakmazlar. “Ağaç, sadece bir ağaç değil,” derler. “Onu kaybetmek, ruhumuzu kaybetmek gibidir.”

Narin’in Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı: Ağaç ve İnsan Arasındaki Bağ

Narin, bu durumu Mert gibi yalnızca çözüm odaklı ele almaz. Onun gözünde, ağaç kesildiğinde yalnızca doğa değil, köydeki herkesin ruhu da kesilmiştir. İnsanların bağlantısı, yalnızca toprakla, ağaçla ve doğayla değil, birbiriyle de sıkı bir bağa dayanır. Narin, köyün kadınlarını ve çocuklarını bir araya getirir ve onlara duygularını açmalarını ister. “Ağaç kesildiğinde neler hissettiniz?” diye sorar.

Kadınlar, Narin’in sözlerine kulak verirken, Narin’in empati ile yaklaşımının ne kadar derin olduğunu fark ederler. Kadınlar ağacın sadece bir nesne olmadığını, aslında köyün tarihini ve kültürünü simgelediğini anlatırlar. O ağaç, yıllar boyu köyün insanlarına yaşam vermiş, gölgesinde nice anılar biriktirilmişti. Onların gözünde, bu ağaç kaybolduğunda sadece bir fidan kaybedilmemiş, köyün geçmişi de gitmiştir.

Narin’in bakış açısı, köydeki insanlara bir anlamda iyileşme süreci başlatır. Birlikte toplanarak, yeni ağaçlar dikerler. Ancak bu sefer, her biri yeni dikilen ağaca bir hikâye bırakır. Kimi çocuklar annelerinin söyledikleri eski türkülerle toprağa dokunur, kimi yaşlı kadınlar anılarını paylaşır. Narin’in yaklaşımı, yalnızca bir çözüm üretmek değil, duygusal bir bağ kurmaktır.

Farklı Bakış Açıları ve Nevşehir’in Ruhunu Keşfetmek

Mert ve Narin, iki farklı karakter olsa da, her ikisi de aynı köyün insanlarıdır. Mert’in çözüm odaklı bakış açısı köyün geleceği için faydalı olsa da, Narin’in duygusal yaklaşımı da köyün geçmişini ve insan ilişkilerini korur. Her iki bakış açısı, birbirini tamamlar ve güçlü bir toplumun temellerini atar.

Bu hikâye, Nevşehirlilerin de hangi boydan olduğuna dair bir izlenim bırakır. Oğuz Türkleri'nin Kayı boyu, cesaret ve çözüm üretme yeteneği ile tanınırken, aynı zamanda köklerine sıkı sıkıya bağlı ve tarihsel değerlerini korumaya çalışan bir halktır. Hem Mert’in stratejik çözüm önerileri, hem de Narin’in empatik yaklaşımı, bu halkın hem geçmişiyle hem de geleceğiyle barış içinde olmasının simgesidir.

Siz Nasıl Düşünüyorsunuz?

Hikayeye göz attığınızda, bu iki farklı bakış açısının toplumda nasıl bir etki yarattığını düşünüyorsunuz? Erkeğin stratejik yaklaşımı ile kadının empatik bakış açısı, her zaman bir denge yaratabilir mi? İkiniz de bu tür bir durumu nasıl yönetirsiniz? Sizin hayatınızda benzer bir hikâye var mı? Ne düşünüyorsunuz?
 
Üst