İşte Sadık Usta’nın kelamlarından satırbaşları:
“Cumhuriyet ihtilalinin büyük muvaffakiyetleri üstten dayatma değil, 1800’lerin ortalarından itibaren önemli bedeller ödeyerek gelen özgürlük düşünün kararıdur. Ziya Paşa, Namık Kemal, İsmail Gaspıralı üzere buna öncülük eden isimler var. Gaspıralı birinci sefer Latin Alfabesi’ne geçmemiz gerektiğini savunan muazzam bir ütopyacıdır. Birfazlaca alanda ıslahatlar düşünülmüş ve bunun çabası verilmiştir. Öteden beri liberal sol kısımdan Türk milleti eleştirel düşünemez, ütopyalar düşünemez diye önyargılı bir anlayışı var bunun aksini ispat etmek istedim. Bir de muhafazakar sağ kesimden Cumhuriyet ihtilalinin Atatürk’ün başında bir gecede tasarlandığını ve kültürel kopuş yaşandığını, kendi gelenek ve köklerimizden koparıldığımızı savunan bir tenkit var. Bu ikisinin de yanlış olduğunu kanıtlamaya çalıştım.
‘Türkiye’nin kaderi’
Bir tarihçi olarak söyleyeyim. Şu anda bir buhran yaşıyoruz Türkiye’de. Ben bunun aşılacağından epey eminim. Türkiye’nin önündeki en değerli sıkıntılarından biri yükseltilen mahalle duvarlarının yıkılmasıdır. Kaşrı taraftaki zihinlere kendi sesimizi ulaştırmak, tartışmak ve karşı taraftaki beşerlerle ortak bir niyet havuzu yaratmak bugün Türkiye’nin mukadderatı haline gelmiştir. her insanın kendi mahallesinde kendi tabanına propaganda yapması Türkiye’nin çıkmazıdır.”
“Cumhuriyet ihtilalinin büyük muvaffakiyetleri üstten dayatma değil, 1800’lerin ortalarından itibaren önemli bedeller ödeyerek gelen özgürlük düşünün kararıdur. Ziya Paşa, Namık Kemal, İsmail Gaspıralı üzere buna öncülük eden isimler var. Gaspıralı birinci sefer Latin Alfabesi’ne geçmemiz gerektiğini savunan muazzam bir ütopyacıdır. Birfazlaca alanda ıslahatlar düşünülmüş ve bunun çabası verilmiştir. Öteden beri liberal sol kısımdan Türk milleti eleştirel düşünemez, ütopyalar düşünemez diye önyargılı bir anlayışı var bunun aksini ispat etmek istedim. Bir de muhafazakar sağ kesimden Cumhuriyet ihtilalinin Atatürk’ün başında bir gecede tasarlandığını ve kültürel kopuş yaşandığını, kendi gelenek ve köklerimizden koparıldığımızı savunan bir tenkit var. Bu ikisinin de yanlış olduğunu kanıtlamaya çalıştım.
‘Türkiye’nin kaderi’
Bir tarihçi olarak söyleyeyim. Şu anda bir buhran yaşıyoruz Türkiye’de. Ben bunun aşılacağından epey eminim. Türkiye’nin önündeki en değerli sıkıntılarından biri yükseltilen mahalle duvarlarının yıkılmasıdır. Kaşrı taraftaki zihinlere kendi sesimizi ulaştırmak, tartışmak ve karşı taraftaki beşerlerle ortak bir niyet havuzu yaratmak bugün Türkiye’nin mukadderatı haline gelmiştir. her insanın kendi mahallesinde kendi tabanına propaganda yapması Türkiye’nin çıkmazıdır.”