Prof. Dr. Erhan Akdoğan, TURKOVAC aşısının seri üretiminin yapıldığı Şanlıurfa’daki tesiste yaptığı açıklamada, TÜSEB’in Sıhhat Bakanlığı bünyesinde 7 yıldır faaliyet gösterdiğini söz etti.
TÜSEB olarak son periyotta bilhassa TURKOVAC’a ağırlaştıklarını anlatan Akdoğan, fikirden seri üretim evresine kadar aşıya her süreçte verdikleri takviyeleri sürdürdüklerini lisana getirdi.
Akdoğan, Türkiye’nin TURKOVAC üretiminde her alanda önemli bir iş ve güç birliği yaptığını söz etti.
Aşının farklı süreçlerinin bulunduğunu aktaran Akdoğan, şöyleki devam etti:
“Aşının geliştirilmesi öbür bir müddetçti, faz çalışmalarıyla birlikte ölçek büyütmek ya da seri üretim öbür bir müddetç. Ölçek büyütme gün gün uygunlaşan bir müddetç ve biz önümüzdeki devirde fazlaca daha verimli (doz sayısı anlamında) bir biçimde aşımızın üretileceğini ve daha yüksek kapasitelere ulaşacağımızı öngörüyoruz. Biz şu anda bu sene içerisinde 150 bine yakın dozu Halk Sıhhati Genel Müdürlüğümüze teslim ettik.”
Türkiye’de vatandaşın istediği aşıyı yaptırmakta özgür olduğunu lisana getiren Akdoğan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Şu anda ülkemizin rastgele bir aşı sorunu bulunmuyor. Bunun yanında TURKOVAC aşımız da devreye girerek bu sürece katkı sağlayacaktır. TURKOVAC aşısıyla ilgili yurt haricinden da çeşitli talepler bize ulaşıyor, bu talepleri karşılamak için de gerekli hazırlıklar, planlamalar yapılıyor. Dünyada Kovid-19 aşısı üreten 9 ülkeden bir tanesi Türkiye. TÜSEB olarak önümüzdeki devirde geliştirdiğimiz bu modeli daha da yaygınlaştırarak başka aşılarımız için de benzeri çalışmaları yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın halkımıza duyurduğu üzere aşı ve biyoteknolojik mamüllerin üretimine ait bir tesisin de Ankara’da üretimine başlanılıyor ve önümüzdeki yıl tamamlanması planlanıyor. ötürüsıyla bu süreçlere TÜSEB olarak bilimsel ve teknolojik manada katkımızı sonuna kadar vereceğiz, bu biçimdelikle TURKOVAC üzere gibisi aşılarda da çalışmalar yapılmış olacak.”
Prof. Dr. Akdoğan, dünyada salgın sürecinin başlamasıyla sıhhat ve bilim teknolojisinin kıymetinin bir sefer daha ortaya çıktığını söylemiş oldu.
Aşının bir yerde de önemli ulusal güvenlik sorunu olduğuna dikkati çeken Akdoğan, şunları kaydetti:
“Kovid-19 süreci dünyada biyohızla gelişen teknolojinin geliştirilmesi açısından öbür bir farkındalığı ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde de sıhhat, bilim ve teknolojilerinin geliştirilmesi noktasında uzunca bir müddetden beri önemli bir devlet iradesiyle Ar-Ge çalışmaları yapılıyordu ancak tüm dünyada olduğu üzere bizim ülkemizde de farklı bir ivme ile bu çalışmaların hızlandığını söyleyebiliriz. Bilindiği üzere salgın sürecinde bir ülkeden kalkan içi maske dolu bir uçak, gayesine inemedi ve diğer bir ülkeye indirildi, demek ki bu bir güvenlik problemidir. Bir ulusal güvenlik sorunu olarak da ilaç, aşı, teşhis kiti, yani medikal teknolojiler açısından da kendi kendine yetebilme epeyce değerli bir parametre olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada ulusal ve yerli mamüllerin geliştirilmesi son derece ehemmiyet taşıyor.”
TÜSEB olarak son periyotta bilhassa TURKOVAC’a ağırlaştıklarını anlatan Akdoğan, fikirden seri üretim evresine kadar aşıya her süreçte verdikleri takviyeleri sürdürdüklerini lisana getirdi.
Akdoğan, Türkiye’nin TURKOVAC üretiminde her alanda önemli bir iş ve güç birliği yaptığını söz etti.
Aşının farklı süreçlerinin bulunduğunu aktaran Akdoğan, şöyleki devam etti:
“Aşının geliştirilmesi öbür bir müddetçti, faz çalışmalarıyla birlikte ölçek büyütmek ya da seri üretim öbür bir müddetç. Ölçek büyütme gün gün uygunlaşan bir müddetç ve biz önümüzdeki devirde fazlaca daha verimli (doz sayısı anlamında) bir biçimde aşımızın üretileceğini ve daha yüksek kapasitelere ulaşacağımızı öngörüyoruz. Biz şu anda bu sene içerisinde 150 bine yakın dozu Halk Sıhhati Genel Müdürlüğümüze teslim ettik.”
Türkiye’de vatandaşın istediği aşıyı yaptırmakta özgür olduğunu lisana getiren Akdoğan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Şu anda ülkemizin rastgele bir aşı sorunu bulunmuyor. Bunun yanında TURKOVAC aşımız da devreye girerek bu sürece katkı sağlayacaktır. TURKOVAC aşısıyla ilgili yurt haricinden da çeşitli talepler bize ulaşıyor, bu talepleri karşılamak için de gerekli hazırlıklar, planlamalar yapılıyor. Dünyada Kovid-19 aşısı üreten 9 ülkeden bir tanesi Türkiye. TÜSEB olarak önümüzdeki devirde geliştirdiğimiz bu modeli daha da yaygınlaştırarak başka aşılarımız için de benzeri çalışmaları yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın halkımıza duyurduğu üzere aşı ve biyoteknolojik mamüllerin üretimine ait bir tesisin de Ankara’da üretimine başlanılıyor ve önümüzdeki yıl tamamlanması planlanıyor. ötürüsıyla bu süreçlere TÜSEB olarak bilimsel ve teknolojik manada katkımızı sonuna kadar vereceğiz, bu biçimdelikle TURKOVAC üzere gibisi aşılarda da çalışmalar yapılmış olacak.”
Prof. Dr. Akdoğan, dünyada salgın sürecinin başlamasıyla sıhhat ve bilim teknolojisinin kıymetinin bir sefer daha ortaya çıktığını söylemiş oldu.
Aşının bir yerde de önemli ulusal güvenlik sorunu olduğuna dikkati çeken Akdoğan, şunları kaydetti:
“Kovid-19 süreci dünyada biyohızla gelişen teknolojinin geliştirilmesi açısından öbür bir farkındalığı ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde de sıhhat, bilim ve teknolojilerinin geliştirilmesi noktasında uzunca bir müddetden beri önemli bir devlet iradesiyle Ar-Ge çalışmaları yapılıyordu ancak tüm dünyada olduğu üzere bizim ülkemizde de farklı bir ivme ile bu çalışmaların hızlandığını söyleyebiliriz. Bilindiği üzere salgın sürecinde bir ülkeden kalkan içi maske dolu bir uçak, gayesine inemedi ve diğer bir ülkeye indirildi, demek ki bu bir güvenlik problemidir. Bir ulusal güvenlik sorunu olarak da ilaç, aşı, teşhis kiti, yani medikal teknolojiler açısından da kendi kendine yetebilme epeyce değerli bir parametre olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada ulusal ve yerli mamüllerin geliştirilmesi son derece ehemmiyet taşıyor.”