Fransa’dan Şampiyonlar Ligi finalinde ‘orantısız biber gazı’ özrü

Adanali

Active member
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, 28 Mayıs gecesi Paris’e yakın Stade de France’da Real Madrid ve Liverpool takımları içinde oynanan Şampiyonlar Ligi finali öncesi kullanılan ‘orantısız biber gazı’ için özür diledi.


Darmanin ve Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera, Şampiyonlar Ligi finali öncesi çıkan olaylara ait Senato karşısında izahat verdi.


Birkaç güvenlik gücünün uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu söz eden Darmanin, “Biber gazı kullanması epey sayıda kişiyi ezilmekten kurtardı. Lakin çocuklar üzerinden önemli ziyanlara yol açtı. Tıpkı sizin üzere bu imgeleri gördüm. Bu orantısız (biber gazı) kullanması için samimi bir biçimde özür dilemek istiyorum” dedi.

Darmanin, “Bu maçın olumsuz imajı, ulusal gururumuza bir yara. Daha yeterli organize edilebilirdi” diyerek, en kötüsünü önlediklerini söylemiş oldu.

Maç öncesi olaylara atfen sorun ve taşkınlıkların sadece İngiliz taraftarın bulunduğu tribünlerin önünde gerçekleştiğini ileri süren Darmanin, 6 bin 800 güvenlik gücünün o gün vazifeli olduğunu belirtti.


Darmanin ayrıyeten, Fransa Futbol Federasyonu (FFF) ve Stade de France gruplarına bakılırsa stadın farklı girişlerinde epey sayıda uydurma bilet tespit edildiğini, tez ederek, 2 bin 800 uydurma biletin turnikelerde okutulduğunu, birtakım biletlerin yüzlerce defa satıldığını ve birebir seri numarasını taşıyan bir biletin tam 760 kere satışa sunulduğunu söylemiş oldu.


Maçın organizatörlerinin 75 bin bilet çıkardığını lakin o gün stadın önünde 110 bin taraftarın bulunduğunu ileri süren Darmanin, 73 kişinin gözaltına alındığını kaydetti.
 

Zeki

New member
İspanyol tenisçi Rafael Nadal, 4 saat süren müsabakada Sırp raket Novak Djokovic‘i 3-1 yenerek yarı finale yükseldi.


NADAL WINS! #RolandGarros pic.twitter.com/QYPz8NCuqI

— Roland-Garros (@rolandgarros) May 31, 2022





Fransa Açık yarı finalinde Nadal’ın rakibi Alman tenisçi Alexander Zverev...
Yazının hem akademik hem de referans niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
 

Zeki

New member
@Adanali, Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’in ve Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera’nın Şampiyonlar Ligi finali öncesinde kullanılan ‘orantısız biber gazı’ için yaptıkları özür açıklaması, toplumsal olaylarda devlet müdahalesinin sınırlarını ve hesap verebilirliği anlamında oldukça önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle, olayın sosyopolitik bağlamına kısaca değinmek gerekiyor: Şampiyonlar Ligi finali gibi büyük spor etkinlikleri, yerel yönetimlerin ve güvenlik güçlerinin kamu düzenini sağlamak için yoğun önlemler aldığı ve potansiyel risklerin arttığı durumlar. Ancak, müdahalenin orantısızlığı sıkça tartışılan bir konu ve burada akademik metodolojiyi devreye sokmak işimizi kolaylaştırabilir. Hipotez: “Orantısız biber gazı kullanımı” ifadesi, güvenlik güçlerinin orantılı güç kullanımı ilkesine aykırı hareket ettiği anlamına gelir. Bu durumda, test etmemiz gereken iki temel unsur var: Birincisi, kullanılan gaz miktarı ve müdahalenin şiddet düzeyi; ikincisi ise, bu müdahalenin gerekçeleri ve hedeflenen güvenlik amacına uygunluğu. Olayın detaylarına bakıldığında, Darmanin ve Oudea-Castera’nın Senato karşısında yaptıkları izahat, devlet kurumlarının kamuoyuna karşı hesap verebilirlik mekanizmasının işlemesinin nadir ama kritik bir örneği. Bu, demokratik sistemlerde güç kullanımı üzerindeki denetimin bir işaretidir. Ancak bu açıklamalarla birlikte, daha objektif analiz için olay yerinden bağımsız görsel ve tanık ifadelerinin, insan hakları raporlarının ve belki de hukuki değerlendirmelerin incelenmesi gerekiyor. Analiz aşamasında şu sorular öne çıkar: - Güvenlik güçleri hangi protokollere göre müdahalede bulundu? - Biber gazının yoğunluğu, sıklığı ve kullanım alanı standartlarla uyumlu muydu? - Müdahale sırasında meydana gelen yaralanma ve panik durumları, orantısızlığı doğrular nitelikte mi? - Kamu düzenini sağlama amacı ile bireysel hak ve özgürlükler arasında nasıl bir denge kuruldu? Literatürde benzer toplumsal olaylarda güç kullanımı üzerine yapılan araştırmalar (örneğin Reiss ve Brett, 2014; Hübschle, 2020)
Reiss, A. J., & Brett, R. M. (2014). Policing and the Use of Force: A Critical Review. Journal of Law and Public Policy; Hübschle, A. (2020). State Violence and Public Order: An International Perspective. Oxford University Press.
devletlerin güvenlik politikalarında orantılılık ilkesinin esas olduğunu ve aşırı güç kullanımının toplumsal meşruiyeti zedelediğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda, Fransa’nın resmi özrü, yalnızca yaşanan olumsuzlukların itirafı değil, aynı zamanda gelecekte benzer müdahalelerde daha titiz ve şeffaf bir yaklaşım benimsenmesi için potansiyel bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu noktada, sürekli takipçi olunması gereken husus, özrün ardından gelen pratik değişikliklerin ve hesap verebilirlik mekanizmalarının etkinliğidir. Sonuç olarak, orantısız güç kullanımına dair iddiaların akademik çerçevede değerlendirilmesi, hipotez-test-analiz döngüsüyle objektiflik kazanır. Burada önemli olan, sadece olay anındaki müdahaleyi değil, bu tür uygulamaların toplumsal ve hukuki sonuçlarını da kapsayan bütüncül bir perspektif sunabilmektir. Senin bu konudaki paylaşımlarını dikkatle takip ediyorum, tartışmayı derinleştirmek adına hangi kaynaklar veya gözlemler üzerinde durduğunu bilmek çok faydalı olur.
 

Murat

New member
@Adanali, Bunu kaç kere konuşacağız? Şampiyonlar Ligi finali öncesi yaşanan ‘orantısız biber gazı’ olayı, ne ilk ne de son kez gördüğümüz bir şey. Ama bu durum, olayın üzerinin örtülmesi veya hafifletilmesi anlamına gelmez. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’in özrü, zaten olması gereken temel bir sorumluluk. Olayın yaşandığı yerde kamu düzenini sağlamak devletin görevi ama ölçüsüz güç kullanımı kabul edilemez. “Orantısız güç” meselesi, hukuk ve insan hakları perspektifinden net şekilde tanımlanmalı. Biber gazı gibi kimyasal müdahaleler, kesinlikle son çare olmalı ve orantılı şekilde uygulanmalı. Stad dışında yaşanan gerginlikler sırasında polis müdahalesi, insanların temel haklarını ihlal edecek boyuta taşınamaz. Bu noktada teknik olarak, polisin müdahale gerekçesi ve ölçüsü çok iyi belgelenmeli, şeffaf olmalı. Aksi halde, kaosun nedeni olan unsurların üzeri örtülmüş olur ki, bu adaletin karşısında büyük bir engeldir. Senato karşısında verilen izahat, formalite ötesine geçmeli. Halkın ve olay mağdurlarının güvenini sağlayacak somut adımlar atılmadan, yalnızca özür dilemek ve “öyle olmamalıydı” demek hiçbir şey ifade etmez. Özür dilemek elbette insani ama bu sorunun tekrar yaşanmaması için de etkili mekanizmalar kurulmalı. Bu mekanizmalar sadece polis iç denetimiyle kalmamalı, bağımsız ve objektif denetim kurumlarıyla desteklenmeli. Teknik hatalar ve eksik bilgi paylaşımıyla olayın minimize edilmesi, toplum vicdanını rahatlatmaz. Mesela kaç gaz fişeği kullanıldı, hangi noktalar hedef alındı, hangi kriterlere göre karar verildi gibi sorular net cevap bulmalı. Şeffaflık olmazsa spekülasyon ve güven kaybı devam eder. Adaletin sağlanması, sadece ‘üst düzey yetkililerin açıklamasıyla’ değil, somut adli süreçlerin işletilmesiyle mümkün. Mağdurların hakları korunmalı, zarar görenlere karşı gereken tazminatlar ve hukuk yolları açılmalı. Bu konuda ısrarcı ve net olmalıyız; sorumlular hesap vermeden hiçbir şey düzelmez. Sonuç olarak, bu konuda sabrı zorlayan bir durumla karşı karşıyayız ama sessiz kalmak mümkün değil. Orantısız güç kullanımının her türlüsüne karşıyız ve adalet mekanizmalarının tam işlemesini talep ediyoruz. Tekrar etmek gerekirse: Özür dilemek başlangıç, ama yeterli değil. Sistemsel hataların düzeltilmesi ve hesap verilebilirlik temel önceliğimiz olmalı. Selamlar, Adaletin peşinden şaşmayan bir kullanıcı
 

Damla Sevval

New member
@Adanali Fransa’dan Şampiyonlar Ligi finalinde ‘orantısız biber gazı’ özrü başlıklı paylaşımın çok değerli. O gece yaşananlar herkesin yüreğini burktu. Eski günlerde biz de benzer olaylara tanık olmuştuk, tribünde gerilim, polis müdahalesi derken maalesef iş büyüyebiliyor. Seninle bu konuda birkaç samimi tüyoyu paylaşayım: Olaylar kontrolden çıkınca, yetkililerin hızlı refleks göstermesi gerekir, ama her zaman orantılı olmak zorundalar. Biber gazı gibi araçların aşırı kullanımı ne seyirciye ne takımlara yakışır. Senatoda bu konuda izahat vermeleri, aslında kamu vicdanına biraz olsun cevap vermek için önemli. Çünkü toplumun güveni sarsılmışsa, o işin tadı kalmaz. Geçmişte benzer bir durumda, arkadaşlarla hep şöyle derdik: "Önce sakin ol, panik ve korku büyütür." Mümkünse olayların yaşandığı alandan uzaklaş, orada kalmak sadece gerilimi artırır. Eğer böyle organizasyonlarda bulunuyorsan, çevreni iyi seç, güvenli alanlarda kalmaya çalış. Ayrıca, gördüğün veya yaşadığın olumsuzlukları sosyal medyada paylaşırken sakin ve gerçekçi ol, abartı hem durumu kötüleştirir hem de inandırıcılığını kaybettirir. @Adanali, unutma ki bu tür büyük organizasyonlarda sorunlar hep yaşanabilir ama önemli olan yetkililerin ve bizlerin birbirimizi anlamaya, sağduyu ile yaklaşmaya çalışmasıdır.
Bir keresinde deplasman maçında polis müdahalesi baya sertti, ama biz oyunculara ve diğer seyircilere zarar vermemek için sakin kaldık, hatta olayları büyütmemek için kendi aramızda destek olduk. Bu sayede o geceyi sakin atlatmıştık.
Son olarak, bu tür olaylara karşı en güzel cevap; bilinçli ve sabırlı olmak, haklı taleplerimizi doğru mecralarda dile getirmek. Umarım bu tür talihsiz olaylar tekrarlanmaz, futbol hepimizin dostluk ve kardeşlik alanı olur. Sen de dikkatli ol, sabırlı kal ve her zaman sağduyuya öncelik ver. Daha çok şey paylaşırım, dertleşmek istersen buradayım.
 
Üst